’’VADETTÝÐÝMÝZ DÖNÜÞÜMÜN BÝRÝLERÝNÝ NE KADAR KORKUTTUÐUNU GÖSTERÝYOR”

“CUMHURÝYET HALK PARTÝSÝ, ÝKTÝDARA HAZIRLANIYOR”
CHP LÝDERÝ ÖZGÜR ÖZEL: “YAÞADIKLARIMIZ, VADETTÝÐÝMÝZ DÖNÜÞÜMÜN BÝRÝLERÝNÝ NE KADAR KORKUTTUÐUNU GÖSTERÝYOR”
“CUMHURÝYETÝN KURUCU PARTÝSÝ, KENDÝ VÝZYONUNU BÝLÝMÝN YOL GÖSTERÝCÝLÝÐÝYLE ÞEKÝLLENDÝRÝYOR VE HAYATA GEÇÝRÝYOR”
“PROGRAMIMIZ, 2025 TÜRKÝYE’SÝNÝN SORUNLARINA DOÐRU ÇÖZÜMLER ÜRETECEK VE ÜLKEMÝZE YENÝ BÝR VÝZYON KAZANDIRACAK”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Baþkaný Özgür Özel, partisinin Program Kurultayý’nýn açýlýþ konuþmasýný yaptý. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Deðerli katýlýmcýlar, deðerli akademisyenler, uzmanlar, çok kýymetli misafirlerimiz, Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Türkiye Cumhuriyeti’nin baba evine hoþ geldiniz. Bugün partimizin 102’nci yaþýna özel olarak hazýrladýðýmýz kuruluþ haftamýzda hepimizin heyecan duyduðu önemli bir çalýþtayda sizlerle bir arada olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum” dedi. Özel, þunlarý söyledi:
“PARTÝNÝN NERELERDEN GELDÝÐÝNE TARÝHTE NOT DÜÞÜÞ…”
“4-9 Eylül, geçen sene ayný tarihlerde yaptýðýmýz ve üzerinde uzun uzun bir yýla yakýn çalýþýp da daha sonra uzun uzun tartýþtýðýmýz deðiþen parti tüzüðümüzde artýk kuruluþ haftasý olarak tanýmlandý. Cumhuriyet Halk Partisi, 9 Eylül 1923 tarihinde verdiði Osmanlý harfleriyle, Osmanlýca dilekçeyle kurulan bir parti. Bunun orijinal nüshasý ve daha sonra Latin alfabesiyle yazýlmýþ olan hali hem arþivimizde, hem devlet arþivinde, hem de benim odamda bulunuyor. Ama bir tartýþmamýz vardý geçen seneye kadar. Parti, 9 Eylül 1923’te kuruldu resmen ve 102’nci yaþýnda. Ama çok sayýda Cumhuriyet Halk Partisi’ni çalýþan akademisyenin buna itirazý vardý. Çünkü 1927 yýlýnda Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilk resmi kurultayýnda Nutuk’u okumaya baþlamadan önce ‘Cumhuriyet Halk Partisi’nin ikinci kongresine hoþ geldiniz’ dedi. O zaman kongre deniyor. ‘Ýkinci’ dediðinde salonun meraklý bakýþlarý üzerine ‘Birincisini Sivas’ta yapmýþtýk, 4 Eylül 1919’da’ dedi. Tabii bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin kökünü nereden aldýðýný ve bugünlere nerelerden geldiðini hatýrlatmasý açýsýndan çok önemli bir tarihe not düþüþ. Biz de geçen sene yaptýðýmýz yeni tüzüðümüzde 4-9 Eylül tarihlerini kuruluþ haftamýz olarak tarif ettik. Dedik ki ‘Her sene bu haftayý Cumhuriyet Halk Partisi kendi örgütüyle, kendi üyeleriyle, misafirleriyle, bilim insanlarýyla, toplumun ve içinde bulunduðumuz süreçleri tüm paydaþlarýyla birlikte oturup siyaseti konuþarak, geleceði konuþarak, geçmiþi ve tarihi konuþarak, gelecek vizyonunu konuþarak, kültür ve sanata yer vererek bir hafta geçirecek. Bu haftayý her sene bu þekilde deðerlendireceðiz. O haftalardan bu sefer ilkindeyiz.”
“ATTIÐIMIZ ADIMLAR 19 MART SÝVÝL DARBE SÜRECÝYLE KESÝLDÝ”
“Bu sene bu haftanýn ana temasýný bu kez de program çalýþmamýz olarak belirledik. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi yönetimine geldiðimiz süreçteki birinci vaadimiz, ‘Hep birlikte demokratik çaðýn gereklerini karþýlayan, parti içi demokrasiyi önceleyen, kurullarý ve kurallarý önceleyen ve yenileyen bir tüzük yapacaðýz’ olmuþtu. Ardýndan da ‘Parti programýmýzý içinde bulunduðumuz sürece ve hazýrlandýðýmýz iktidara uygun hale getireceðiz’ demiþtik. Onun için attýðýmýz adýmlar maalesef 19 Mart sivil darbe süreciyle kesildi. Ýki - üç ay gibi ister istemez bir gerileme oldu. Bütün çalýþmalar kesilmedi. Sizlerin katkýlarý devam etti. Görev paylaþýmlarý ve bu binadaki, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetim kademelerindeki yüksek tansiyondan etkilenmeyen alanlarda çalýþmalar devam etti. Ama ardýndan yaza girmemizle birlikte baþta Genel Sekreterimiz Sayýn Selin Sayek Böke olmak üzere arkadaþlarýmýz tatillerinden, gecelerinden fedakarlýk ederek, orada kaybedilen birkaç ay telafi edildi. Bu haftaya 81 ilimizde, il danýþma kurullarýyla baþlayan, sonra 973 ilçemizde ilçe danýþma kurullarýnda tartýþýlan, kendilerine yollanan yönergeyle partinin bugünkü yöneticileri, aktif üyelerinin yanýnda geçmiþte partiye emek verenler, parti üyesi olsunlar ya da olmasýnlar meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluþlarýnýn varsa kendi ilçelerinde, illerinde örgütlü sendikalarýn mutlaka görüþleri alýnarak ve halkla temas edilerek, halka konuþularak, adeta ‘Nasýl bir Cumhuriyet Halk Partisi?’ diye talep toplanarak ya da ‘Hangi sorununuza nasýl bir çözüm bekliyorsunuz iktidar edeceðiniz partiden?' ya da ‘Ýktidar olduðunda, oy vermeyi düþündüðünüz partiden?’ diye sorduðumuz, sonra yeniden il danýþma kurullarýnda bunlarýn raporlaþtýrýldýðý, genel merkeze iletildiði, bu sýrada dünyaya bakan heyetlerin dünyadaki baþarýlý sosyal demokrat programlardan alýntýlarý ya da buraya taþýnmasý gereken metinleri, örnek çözümleri taþýdýklarý, en önemlisi de bu salonda bulunan sizlerle partimizdeki çok kýymetli gölge kabinedeki bakanlarýmýzýn, genel baþkan yardýmcýlarýmýzýn kurduðu temaslar, karþýlýklý girilen etkileþim ve programa yapabileceðiniz katkýlar noktasýnda sizin üretimlerinizin dahil edildiði bir süreç yaþadýk.”
“BELLEK MÜZEMÝZDE BU SENE KONUMUZ CHP KURULTAYLARI”
“Bilmiyorum gezme þansý oldu mu? Olmadýysa mutlaka öneriyorum. Hele hele gençlik kollarýmýzdan 10 genç arkadaþýmýzýn ev sahipliðinde bu yýla özgü olarak hazýrlanmýþ olan sergiyi ve devamýnda Bellek Müzemizi gezmeye her birinizi davet ediyorum. Bellek Müzemizde de bu sene konumuz, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurultaylarý. Hatta bugün sizlerin toplanacaðý 10 salonun da her birinin adý, Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmiþte yaptýðý kurultaylarla ve tarihleriyle anýlýyor. O sergi gezildiðinde görüyoruz ki her bir Cumhuriyet Halk Partisi programýnýn arkasýnda yoðun tartýþmalar, çuvallara sýðmayan tutanaklar, yazýlmýþ çizilmiþ belgeler, dökülmüþ mürekkepler, çürütülmüþ dirsekler, akýtýlmýþ göz nurlarý var. Bugünkü bu çalýþmanýn da arkasýnda geçmiþ kurultaylardaki emekten azý yok. Emeðin de çoðuna sizler sahipsiniz. Bugünkü toplantýya ve bu toplantýya gelene kadar… Ki bir yýllýk meseleye bizim tarafýmýzda Selin Sayek Böke hocamýzla birlikte deðerli hocamýz Armaðan Erdoðan’ýn, Parti Meclis Üyemiz Emine Uçak’ýn, hem milletvekillerimiz, hem partimizin deðerli yöneticileri Sayýn Yunus Emre ve Yüksel Taþkýn’ýn emeklerini anmadan geçmek istemem. Çok büyük emek verdiler. Gayret sarf ettiler. Sizlerin böylesi bir atmosferde böylesine yoðun bir katýlým göstermeniz, bugünkü programa 600’den fazla geçmiþte de programýmýza emek vermiþ olan akademisyenin, uzmanýn katký saðlamak üzere burada bizlerle birlikte olmanýz gerçekten hepimiz için onur verici olmasýnýn yanýnda Türkiye’nin umduðumuz aydýnlýk geleceði için de umut verici. Bu yüzden katýlýmlarýnýz ve bugüne kadarki destekleriniz için her birinize ayrý ayrý teþekkür ediyorum ve hoþ geldiniz diyorum.”
“PARTÝMÝZ, DÜNYANIN ÖNDE GELEN PROGRAM PARTÝLERÝNDENDÝR”
“Bugünün önemini þöyle özetlemek isterim: Cumhuriyet’in kurucu partisi, kendi vizyonunu en katýlýmcý anlayýþla ve bilimin yol göstericiliðiyle þekillendiriyor ve hayata geçiriyor. Partimiz, dünyanýn önde gelen program partilerinden biridir. 106 yýllýk partimizin tarihinde, programlarýmýzda ortaya konulan vizyon Türkiye’yi dönüþtüren eylemlere taþýnmýþtýr her zaman. Sizlerle birlikte yazmakta olduðumuz ve artýk redaksiyon evresine devretmeyi umduðumuz bu haftanýn sonunda, programýmýzýn Cumhuriyet’in 2025 dünyasýna uygun, 2025 Türkiye’sinin sorunlarýna doðru çözümler üreten ve partimize, ülkemize yeni bir soluk, yeni bir vizyon kazandýrmasýný arzuluyoruz. Bu vizyonu sizlerle birlikte hazýrlýyoruz. Yine sizlerle birlikte uygulamayý ümit ediyoruz. Pek çok konuþmamda yer verdim, veriyorum. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak siyaset kalesinin baþarý kapýsýný 47 yýldýr bir türlü aþamýyorduk. Elbette yerel seçimlerde kayda deðer baþarýlarýmýz, zaman zaman elde ettiðimiz baþarýlar var. Ama kurulduðu gün Türkiye’nin birinci partisi olan, ne zaman Türkiye’nin birinci partisi olduysa; seçimleri kazandýysa iktidarda ve yürütmede yer aldýysa Türkiye’nin çok önemli sorunlarýna tarihsel çözümler üreten ve Türkiye Cumhuriyeti’ne tarihsel kazanýmlar elde etmiþ olan; daha ilk baþta Cumhuriyet’i kuran ve ardýndan yokluðu, kýtlýðý, hastalýklarý aþan, Atatürk’ün deyimiyle ‘10 yýlda 15 milyon genç’ yaratan, sonra da kaybettiði seçimde Türkiye’ye çok partili demokrasiyi ve iktidarýn seçimle el deðiþtirebilmesini hediye eden; kaybettiði seçimde bile… Tekrar iktidar olduðunda bu sefer sosyal devleti; iþçileri, örgütlenme hakkýný, iþçilerin güvencelerini ve sendikalý mücadeleyi Türkiye’ye kazandýrmýþ olan, toprak reformunu tartýþtýran, her türlü eþitsizliðin üzerine soldan bir bakýþla, eþitlikçi ve kalkýnmacý bir bakýþla çözümler üreten bir partinin çok uzun süre iktidardan mahrum kaldýðý bir süreçte bir kez daha demokrasiyi kurma, bir kez daha hep birlikte Türkiye’yi ayaða kaldýrma, kalkýndýrma, kötü bölüþüme net bir müdahalede bulunma, yoksulluðu bitirme, daha çok kazanma ama adil bölüþmeye yönelik olarak; ayný zamanda demokrasiye yönelik olarak, ayný zamanda barýþa yönelik olarak, Türkiye’nin baþta Kürt sorunu olmak üzere toplumsal barýþýna olumsuz etki eden her meselenin çözümüne demokratik çözüm önererek ve cesaretle üstüne giderek, özellikle son dönemde çok büyük sýkýntýlar çekilen toplumsal cinsiyet eþitliði noktasýnda etkili, net, tarihsel, kalýcý bir müdahalede bulunmak üzere bir kez daha Cumhuriyet Halk Partisi iktidara hazýrlanýyor. Bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu tarihsel katkýsýný bekliyor ve o konuda aslýnda önemli bir sürecin içindeyiz.”
“BÝZE BU MÜCADELEDE CESARET VE KARARLILIK DÜÞÜYOR”
“Yaþadýðýmýz bütün kötülükler, bütün anti demokratik müdahaleler, tarihte eþine ve benzerine rastlanmayacak þekilde yargý eliyle bir sivil darbe giriþimi; Türkiye’nin mevcut deðil, gelecekteki iktidarýna darbe giriþimi, gelecekteki Cumhurbaþkaný’na darbe giriþimi de hiçbirisi boþuna deðil. Bu dönüþüme direnenlerin, cumalarý hutbelerde ‘Kadýnla erkek mirastan eþit pay alýrsa, bu erkeðin iki kat pay almasýný gerektiren Ýslam hukukuna aykýrýdýr. Bu yüzden de kadýn erkeðin hakkýna girmiþ olur’ diyecek hutbeleri okutmaya baþlayanlarýn, okuttuklarý hutbelerde neredeyse kadýnlarýn bütün toplumsal kazanýmlarýna el uzatmaya niyetlenenlerin, buna bir zemin yaratmaya çalýþanlarýn, diðer yandan ‘Ýþimize geldi, bindik. Ýþimize gelmediði gün ineriz’ dedikleri demokrasi tramvayýndan 31 Mart seçimlerinde kaybettikleri bir seçimden sonra inmeye karar verenlerin yaþattýðý bir gerçeklikle karþý karþýyayýz. Yani içinde bulunduklarýmýz; ana muhalefet partisinin iki yýl önce yapýlmýþ seçiminde seçilmiþ ve yenisinin seçilmesine 15 gün kalmýþ Ýstanbul Ýl Baþkanlýðý’na kayyým atanacak kadar 2025 yýlýnda ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel merkezine kayyým atamayý ya da yapýlmýþ seçimleri yok saymayý hedefleyecek kadarki geri dönmüþlük, aslýnda vaat ettiðimiz deðiþimin ne kadar büyük, ne kadar yapýsal ve ne kadar kalýcý olduðunu ve o yüzden de ne kadar birilerini korkuttuðunu gösteriyor. Karþýmýzdakilerin araç olarak gördükleri demokrasiyi, artýk bir kenara býrakýp, hatta ve hatta buraya gelmelerini saðlayan sandýðý ortadan kaldýrmaya niyetlendikleri bir sürecin içindeyiz. O yüzden bize bu mücadelede cesaret düþüyor, kararlýlýk düþüyor. Ama her mücadelenin bir fiziki tarafý, birimiz, birilerimiz ne kadar daha süreceði bilinmeyen haksýz mahkumiyetle ve lüzumsuz, kötü niyetle uygulanan bir tutuklama tedbiriyle zindanlarda bedel ödüyorlar. Kimilerimiz meydanlardayýz, otobüslerin üstündeyiz. Tarihte görülmemiþ mitinglerle, meydanlarýn bize kattýðý enerjiyle birlikte bir mücadeledeyiz. Ama iþin, bu büyük deðiþim ve dönüþümün bir de bu safhasý var. Bu safhasýný yapmak için de sizlerle birlikteyiz.”
“KADINLAR, GENÇLER VE BÝLÝMLE SORUN ÇÖZÜLECEKTÝ”
“O 47 yýldýr siyaset kalesinin açamadýðýmýz baþarý kapýsýný, 47 yýl sonra ‘Nasýl aþacaðýz?’ diye oturduðumuz MYK salonunda aslýnda nasýl aþacaðýmýz gözümüzün önündeydi. Hatta þakasýný yaptým. Dedim ki ‘Bakýn, içeride üç tane anahtar olacak. Atatürk onlarý bir yere koymuþtur. O anahtarlar bu koca kalenin baþarý kapýsýný açacak muhakkak.’ Aslýnda salonda gözümüzün önündeydi anahtarlar. Yaþ ortalamasý 42’ydi bunu söylediðim Merkez Yönetim Kurulu’nun. Gölge kabineden oluþuyordu; 17 bakan ve bir cumhurbaþkaný yardýmcýsý, 18 kiþi. Tayyip Erdoðan’ýn o 18 kiþisinin; gerçek bakanlarýn, 17’si erkekti. Sadece Aile Bakaný kadýndý. Kadýný çünkü kafasýnda aileden sorumlu, sadece aile ile var olan, çocuðu doðuran, çocuðunu büyüten, kocasýný bekleyen, varsa hastasýna, engellisine bakan ve evde duran olarak kodladýklarý için. Dýþ iþleri, iç iþleri, kültür sanat, herhangi bir bakanlýk kadýna göre deðildi. O evde oturmalýydý. Ama benim karþýmdaki MYK’da 18 gölge bakanýn 9’u kadýndý, 9’u erkekti. Yani kadýnlarla, gençlerle birlikte ve üçüncü anahtar bilimle birlikte bu sorunlar çözülecekti. Bütün analizlerimizi eðer kazanabilecek bir aday varsa, ki onu en bilimsel yöntemlerle, ölçme ve deðerlendirmeyle, 350 bin anket yaparak adaylarý belirleyip, 250 bin anketle sahada takip ederek an be an bu raporlarýn hepsini her toplantýda tartýþarak devam ettik. Eðer kazanabilecek adaylar içinde genç varsa mutlaka genç aday olmalýydý. Kazanabilecek adaylardan biri kadýnsa, kadýn aday olmalýydý. Birden çok kadýn varsa kadýnlarýn arasýnda bir tercih olmalýydý. Böylelikle örneðin 6 bin 500 belediye meclis üyesini seçilecek yerlerden kadýn aday gösterebildik. Örneðin tüm Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sadece 6 kadýn belediye baþkaný varken Ýzmir’de tüm partilerden, Cumhuriyet Halk Partisi gösterdiði 9 kadýn adaydan 8’ini Ýzmir’de seçtirebildi. Türkiye’de 40 kadýn belediye baþkanýna ulaþabildik. Gençlik kollarýndan gelen yüzlerce arkadaþýmýz belediye baþkan adayý oldular ve çok önemli belediyelerde Türkiye’nin en büyük metropollerini, 30’lu yaþlarýndaki gençlere ve kadýnlara emanet etme imkaný bulduk. Sonra bu kürsüye çýkýp da seçim akþamý Türkiye’nin gözünün içine baka baka bu baþarýnýn kadýnlarla, gençlerle ve bilimle geldiðini söyleyebilmiþtik.”
“GENEL MERKEZÝMÝZ BÝR FÝKÝR FABRÝKASINA DÖNÜÞECEK”
“Bir yýldýr yoðun olarak sürdürdüðümüz program çalýþmalarý Türkiye’yi gelecek 10 yýllara hazýrlayacak þüphesiz. Atatürk devrimleri ve altý okumuz üzerine inþa edilmiþ kapsamlý bir vizyon metnimizi yine bilimin ýþýðýnda hep birlikte tamamlayýp uygulayacaðýz. 4-9 Eylül tarihlerinde gerçekleþtirdiðimiz Ýkinci Yüzyýl Deðiþim Kurultayýmýzdan bu yana katýlýmcý, kapsayýcý, dinamik bir süreçle parti programýmýzý güncelleme çalýþmalarýmýzý yürüttük, yürüttünüz. Bir yýl boyunca bilim ve siyaseti örgütlerimiz ve uzmanlarý bir araya getiren, keyifli bir çalýþma pratiðine de sahip olduk. Bugünkü çalýþtayýmýzda birçoðunuzun farklý vesilelerle kýymetli katkýlar sunduðu bu çalýþmayý son aþamasýna getireceðiz. Akademisyenler, uzmanlar, bilim insanlarý, bürokratlar ve sivil toplum temsilcilerinden oluþan bu geniþ kadro genel merkezimizin bir fikir fabrikasýna dönüþtürecek. Demokrasiden kalkýnmaya, sosyal adaletten sanayi politikalarýna, toplumsal cinsiyet eþitliðinden gençlik politikalarýna, ekonomiden ticarete her baþlýkta ülkemizin gelecek yýllarýný þekillendirecek yaklaþýmlarý ortaya çýkaracaðýz. En önemlisi de Türkiye’nin günümüzde çok ihtiyaç duyduðu; katýlýmcý, kapsayýcý, çoksesli, ortak akla dayalý yönetim ve siyaset anlayýþýmýz, bugün çalýþtayýmýzda çalýþma yöntemimizi ortaya koyacak. Türkiye’yi nasýl yöneteceðimize karar verirken, bu süreçte de Türkiye’yi vaad ettiðimiz þekilde yöneteceðiz. Yuvarlak masalarda birlikte üretecek, birlikte tartýþacak, farklý alanlardaki deneyimlerden ve masaya gelmiþ çalýþmalardan son þekline giderken, yine ortak akýlla karar verme yöntemini tercih edeceðiz.”
“DAHA ÖNÜMÜZDE ÇOK YOL VAR”
“Bugün burada 600 kiþi var, çok zengin geniþ bir kadroyla buluþtuk. Ancak imkanlar dahilinde katýlýmcý listemizi sýnýrlý tutmamýz gerektiðini buradan ifade etmek isterim. Hem ben hem çok sayýda yöneticimiz bu süreçte görev almak isteyen, geçmiþte alamamýþ ya da bugünden itibaren katký saðlamak isteyen, belki bu salondan daha fazla katýlýmcýnýn talebini almýþ durumdayýz. Önümüzdeki süreçte Genel Sekreterliðimiz ve programýn çalýþmalarýný yürüten ekibimiz, hiçbir katkýdan mahrum olmayacak þekilde o baþvurularý da deðerlendirecek. Çünkü daha önümüzde çok yol var. Bugün ve bu hafta parti programýmýz sizlerin emekleri, yarýn gençlerin ortaya koyacaklarý katkýlar ve sonraki iki günde de örgütümüzün yapacaðý katkýlarla son þeklini almaya baþlayacak. Ama bu partimizin programý. Önümüzde bir hükümet programý ve Cumhurbaþkanlýðý Aday Ofisimizin ortaya koyacaðý bir iktidar programý olacak. O programla ilgili de Genel Sekreterimiz, ki ayný zamanda Cumhurbaþkanlýðý Aday Ofisimizin de Ýcra Kurulu üyelerinden birisi olarak, buraya bugün bu salona davet edemediðimiz, bu binada 10 büyük salondaki kurulacak çok sayýda yuvarlak masaya oturtamadýðýmýz ama burada olma iradesini bize iletmiþ olan herkesin emeðinden yararlanmaya, enerjisinden yararlanmaya, yapmak istediði katkýlarý bundan sonraki süreçlere dahil etmeye gayret gösterecekler. Bu konuda kapýlarýn ardýna kadar açýk olduðunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
“BARIÞ AKADEMÝSYENLERÝNÝN YAÞADIKLARI SORUNLAR ORTADA”
“Ýktidarýn 19 Mart darbesi ile baþlattýðý antidemokratik saldýrýlar sadece siyaset kurumunu ya da siyaset zeminini hedef almýyor þüphesiz. Bilimsel üretimin çok zorlu koþullarda yapýldýðý bir dönemdeyiz. Biz 19 Mart darbesi ile birlikte geleceðin iktidarýna ve geleceðin Cumhurbaþkanýna yönelik bir sivil darbenin somutlandýðýný ifade ediyoruz. Ama bu anlayýþ ülkeyi yýllardýr darbeci bir zihniyetle, daha doðrusu kendisinin imkan tanýdýðý, devletin her yerine, en mahrem alanlarýna yerleþtirdiði, altýna tank da verdiði, uçak da verdiði, unvan da verdiði, YÖK’ü de teslim ettiði, Emniyet Genel Müdürlüðü’nü de teslim ettiði ve daha sonra kendisine darbe giriþiminde bulunan bir cemaatin darbe giriþimini, kanlý bir darbe giriþimini, hain bir darbe giriþimini araçsallaþtýrarak ilan ettiði olaðanüstü halden sonra… Ülkeyi o günden bugüne, önce OHAL’de bir referandum yaparak, çoðu çaðdaþ demokrasi bunu reddeder, anayasal engeller vardýr bunun üzerinde. Ama olaðanüstü hal þartlarýnda önce bir referandum yaparak, sonra bunu kalýcýlaþtýracak bir baskýn seçim yaparak, hem de referandumdan sonraki hazýrlýk kanun maddelerini yapmayýp onlarý da aldýðý bir yetki kanunuyla OHAL þartlarýnda, OHAL kararnameleri ile yaparak. Daha sonra bu þartlarda seçim yaparak. Sonra da 1,5 aylýðýna ilan ettiði OHAL’i neredeyse üç yýl sonra kaldýrýrken, OHAL’in yarattýðý konforlu alanlarý kalýcýlaþtýran kanuni düzenlemeler yaparak bugünlere geldi. Tabii bu süreçte en aðýr yarayý; bilimsel özgürlük, kurumsal özellikler ve bu ikisinin de olmazsa olmaz buluþtuðu yer üniversiteler aldý. Ve bilimsel üretim için ön koþul olan demokratik ortam ortadan kalktýðý gibi, bugün yapýlan araþtýrmalara akademisyenleri yüzde 45’inin kendilerine otosansür uyguladýklarýný ifade ediyorlar. Ve ayrýca bir bütün olarak ve büyük utanç olarak Barýþ Akademisyenlerinin yaþadýklarý sorunlar hâlâ daha ortada. Suçlamalardan beraat etmelerine raðmen akademisyenler maðdur edilmiþ, görevlerine iade edilmemiþ durumdalar. Bilim insanlarýnýn özgürce araþtýrma yapamadýðý, düþüncelerini ifade etmekten çekindiði bir ülkede, ne bilimsel ilerlemeden ne yenilikçilikten ne demokratik kültürün geliþmesinden söz etmek mümkün deðil. Bilimin, yeniliklerin ve demokrasinin olmadýðý yerden ne refahtan ne kalkýnmadan ne zenginlikten söz etmek mümkün. Bizim kalkýnma için; yeniliklere, yenilikler için; yeni teknolojilere ve süreçlere, yeni teknolojiler için; araþtýrmayla geliþtirilen bilime ihtiyacýmýz var. Bu da ancak akademisyenlerimizin özgür olduðu, liyakatin egemen olduðu, özerk üniversitelerin olduðu bir yükseköðretim sistemiyle mümkün olacak.
“490 BÝN LÝRA ALMASI GEREKENLER 110 BÝN LÝRA ALIYOR”
“Bugün çok sayýda bilim insanýyla birlikte olduðumuz bu noktada akademinin sorunlarýnýn yanýnda, akademisyenlerin ekonomik sorunlarýnýn, hem bilim yaparkenki ekonomik þartlarýn kýsýtlý olmasýna hem de kendilerinin yaþadýðý ekonomik sorunlara deðinmek gerekir. Burada sadece þunu söylemek gerekiyor. Pek çok karþýlaþtýrma yapýlýyor, ‘AK Parti geldiðinde’ diyerek yapýyoruz. Örneðin en çok kullanýlan argüman üzerinden, asgari ücret o gün 7 çeyrek altýn alýyordu, bugün 3 çeyrek altýn alýyor. En düþük emekli maaþý 8 çeyrek altýn alýyordu, bugün 2 çeyrek altýn alýyor. Öðrenci bursu 1,5 çeyrek altýn alýyordu, bugün yarým çeyrek altýn bile alamýyor. Akademisyenlerin durumuna baktýðýmýzda, profesörlere verilen maaþ da AK Parti geldiði günkü kriterlerle maaþ ödeniyor olsa bugün 490 bin lira maaþ almasý gereken akademisyene, 110 bin lira maaþ ödüyorlar. Durum bu açýdan da bu kadar vahim. Hem kendi kiþisel hayatý açýsýndan hem de kendisini geliþtirmesi, aldýðý maaþla geçinmesi, geçim sýkýntýsý çekmemesi, evladýnýn durumunu düþünmemesi, istediði kitabý alabilmesi, istediði konsere gidebilmesi, yurt dýþý seyahatler yapabilmesi açýsýndan gerekli olan bu ekonomik özgürlüðü de akademisyenlerin elinden alýnmýþ, onlarýn da köleleþtirilmiþ olduðunun altýný çizmek isterim.”
“UMUDUMUZ GERÝLEMEDÝ, DÝRENCÝMÝZ AZALMADI”
“Tabloya bakýldýðýnda durum kötü, durum karanlýk. Hatta þöyle bir durum var. Geçen gün Ýstanbul Ýl Baþkanlýðýna girerken durum artýk iyice karikatürize oldu. Girdiðim binanýn binasý mahkemelik, elimizden almaya çalýþýyorlar. Girdiðimiz binayý kimin yöneteceðine karar verilen iki yýl önceki Ýstanbul il kongresi mahkemelik. Ýstanbul Ýl Baþkanýmýz verdiði demokratik mücadeleden dolayý 22 yýl hapisle yargýlanýyor, mahkemelik. Bizim burada olduðu gibi orada da bir parti kedimiz vardý, adý Þanslý. Binaya girerken ‘Þanslý nerede dedim?’ o da olmuþ veterinerlik. Bu þartlar altýnda halen daha umudumuzun þu kadar gerilemediðini, direncimizin þu kadar azalmadýðýný ve mücadele azmimizin ilk günkünden geride olmadýðýný hepinizin bilmesini isterim. Ne bekliyorduk ki? Ne bekliyorduk Tayyip Erdoðan eline beyaz zambaklar yaptýrýp devir teslim için bizi mi bekleyecekti? Elbette böyle olacak. Bu kadar suça bulaþmýþ, bu kadar kirlenmiþ, geçmiþte bugün bizlere yapýþtýrmaya çalýþtýklarý, haksýz þekilde yüzyýlýn yolsuzluðunu kendi kendilerine ortaya çýkarmýþlar, bütün kanýtlar ortaya dökülmüþ. Kanýtlar toplanýrken deliller usulüne uygun toplanmadý diye kovuþturmaya geçirmemiþ. Önce inkar edilmiþ, hani þimdi arayýp arayýp bulamadýklarý, ‘Mutlaka bir kasa olacak, içinden para çýkacak’ dedikleri yerde bizden mühür çýkýyor, korumanýn kurþunu çýkýyor. Ama ayakkabý kutularýndan, kasalardan balya balya paralar çýkmýþ. ‘Önce onlar koydu yatak odama bunlarý’ demiþler, sonra faiziyle geri istemiþler. Öyle bir sürecin içinden geçenleri, ‘Aramýzda kardeþlik hukuku var’ diyenlerin birbirinin boðazýný sýktýðý, birbirine darbe yaptýðý, birlikte kurulan partideki 33 kurucudan 31’inin partide olmadýðý ve sadece ve sadece artýk biat edenlerin, övenlerin, ‘Yok bunu da iyi yaptýnýz’ diyenlerin parti yönetiminde ve ülke yönetiminde olduðu, liyakatsiz sadece sadakate dayanan, birbirlerine sadakate dayanan, güçlü baðlarla birbirine baðlý olduðu… Çünkü en güçlü bað suç ortaklýðý baðýdýr. Suç ortaklýðý baðýyla birbirine baðlý olanlarýn, varýp da normal yollardan güle oynaya bir iktidar devir teslimi yapmayacaklarý belliydi.”
“BÝR KELÝME EKSÝK SÖYLERSEK BU MÝLLETÝ SUSTURACAKLAR”
“O yüzden yatanýmýz yatacak, bedel ödeyenimiz bedel ödeyecek. Bu mücadele sýrasýnda çok yorulacaðýz. Baþýmýza belki çok kötü þeyler gelecek. Ama hepimiz þunu biliyoruz ki; þartlar 100 yýl öncesinden aðýr deðil. Yani Akýn Gürlek’in iftiralarýyla, yalancý tanýklarýyla, iþbirlikçileriyle saldýrýyorlar da; birinci Cumhurbaþkanýnýn boynuna idam fermanýný asarak Samsun’a geçtiðini, Havza’ya gittiðini, Amasya’da genelge yayýnladýðýný, Erzurum’da kongre yaptýðýný, Sivas‘ta kongre yaptýðýný, daha sonra gelip de Ankara’da Meclis açtýðýný unutmamak lazým. Boynunda idam fermanýna raðmen kurtuluþu örgütlemiþ, kuruluþu baþarmýþ, bu ülkeye bu Cumhuriyeti kazandýrmýþlarýn partisinde ne moral bozukluðu olur, ne saldýrýlardan yýlma olur, ne bir adým geriye atma olur. Hep söylediðimiz söyleyerek bitiririm. Ne bir adým geri atacaðýz, ne bir kelime eksik söyleyeceðiz ne bir santim eðileceðiz. Çünkü biz biliyoruz ki; eðer biz bir kelime eksik söylersek bu milleti susturacaklar. Bu milleti konuþmaya, yüksek sesle tartýþmaya biz alýþtýrdýk, biz baþardýk bunu. Eðer bir adým geriye atarsak, bizi 100 yýl geriye götürecekler. O 100 yýl gerideki karanlýktan bugünlere biz getirdik. Ve bir santim eðilirsek biz, onlar bu millete diz çöktürecekler. Bu millete diz çökmeyen bir millet olduðu için Cumhuriyeti kazandýrmýþ olan ve asla ve asla diz çökmemiþ olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduðu partinin Genel Baþkaný olarak hepinize emeðiniz için, cesaretiniz için, katkýlarýnýz için ve geçmiþte yazdýðýmýz tarihi þimdi hep birlikte geleceðimizi yazmak üzere bize katýldýðýnýz için hepinize þükranlarýmý sunuyorum. Teþekkür ediyorum.”
SUN RTV | Mersin | Kurumsal Web Sitesi | www.sunrtv.com.tr | © Copyright 2021-2025 Tüm Haklarý Saklýdýr.
URA MEDYA